Rum Meyhaneleri
Meyhane kelimesi mey ve hane sözcüklerinden oluşan farsça bir sözcüktür. Kısaca içkili yer, içki satılan ve içilen yer anlamına gelir.Rum meyhaneleri eski İstanbul meyhanelerinin en güzel örnekleridir. Rum meyhaneleri başlı başlına bir kültürdür aslında. Bizim meyhane kültürümüz ise Rum meyhanelerinden esinlenilmiş ama zamanla çok çeşitlenmiş, renklenmiş. Meyhaneler sadece balık yiyip rakı içilen yerler değildir. Bir sohbet yeridir, dost yeridir. Bu meyhane kuralları ne kadar yok olmaya başlasa da Rum Meyhaneler’inde hala etkisi sürmektedir. Bu meyhanelere sizler için birkaç örnek derledik:
Kör Agop Meyhanesi: 1938 yılında Kumkapı’da açılan Kör Agop Meyhanesi aslında bir aile işletmesiydi. En ünlü yemeği; balık çorbası. Mezelerin her biri hala aynı özen ve sevgiyle hazırlanmakta. Bunu zaten tattığınızda hissediyorsunuz. Benim en sevdiğim mezeleri; lakerda ve karides söğüş. İşletmesini Agop’un torunu devam ettiriyor.
Refik: Meyhane işletmeciliğinde ve meyhane kültüründe oldukça bilinen usta isim Refik Arslan’ın kendi ismini verip kurduğu Refik Meyhanesi de önerilerimiz arasında. Meyhane kültürü ve lezzetleri ilk günkü gibi devam ediyor. Meze önerimizse, kesinlikle kuzu sarması. Yeri Beyoğlu gibi merkezi bir yerde olduğu için ulaşımı da oldukça kolay.
Yedi Masa: Tıpkı adında olduğu gibi yedi masadan oluşan minik ama kocaman huzur taşıyan bir meyhane kendisi. Yeri Kadıköy – Caferağa Mahallesi’nde yer alıyor. Kendinizi Büyükada ya da Alaçatı da hissedebilirsiniz. Taze balık menüsü bir harika. Taş plaktan çalınan müzikler eşliğinde keyifli vakit geçirip hayallere dalabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder